Kişisel Verileriniz Korunmadığında Nasıl Bir Yol İzlenmeli?

Kişisel veriler bir şahsi doğrudan ya da dolaylı yoldan ilgilendiren bilgilerdir. Örnek olarak ise telefon numarası, adres bilgileri, ses kayıtları, motorlu taşıt plakası, elektronik cihazların IP adresleri, pasaport bilgileri, e- posta bilgileri, öz geçmiş, adli sicil kaydı, TC. kimlik numarası ve parmak izi gibi ayrıntılardır. Bu tarz bilgiler korunmadığı ve yabancı birinin eline geçtiği zaman kişinin başına çeşitli sorunlar çıkartabilir. Bu bilgiler Kişisel Bilgilerin Korunması Kanunu ile güvence altına alınmıştır. Ayrıca Limited şirketleri ile Anonim şirketleri de bu kanun kapsamındadır. Bir kişi ile alakalı her şey veri kapsamındadır. Kişisel verilerin yabancı bireylerle paylaşılması çok riskli sonuçlar doğurabilir.

Kişisel Veriler Nasıl Korunur?

Kişisel verilerin korunması için internet ortamı üzerinden giriş yapılan her platformda farklı şifreler ve farklı kullanıcı adları kullanmak çok önemlidir. Eğer herhangi bir platform üzerinden şifreniz başka biri tarafından ele geçirilirse şifreniz her platformda aynı olduğu için bütün üyeliklerinizi kaybedebilirsiniz. Kişisel verileri korumanın bir diğer yolu da artık ihtiyacınız olmayan bir veriyi ,nternet ortamından ya da diğer kaynaklardan sildirmektir. Veri sorumluları eğer resen ya da ilgili kişiler verinin silinmesini talep eder ve bir gerekçe gösterirlerse istenilen verileri sileceklerdir. Verileri koruyabilmek için sadece silmek gerekmez. Bunun dışında veriler, istenirse anonim hale getirilebilir. Bu tarz işlemlerde ‘verilerin yok edilmesi’ gibi bir tabir ortaya çıkmaktadır. Bu işlemin içeriği ise kişisel verilerin veri sorumlusu tarafından bir daha kimsenin erişemeyeceği hale getirilmesi veya geri getirilemez hale getirilmesi anlamını taşımaktadır.

Kişisel Veriler Korunamadığı Zaman Ne Yapılmalı?

Kişisel veriler korunamadığı ve başkasının eline geçtiği zaman hükümlü kişi hakkında idari para cezası uygulanabilir. Bu ceza, cezanın boyutuna göre 9.800 liradan 2.000.000 liraya kadar gitmektedir. Örnek olarak suçlu kişi birinin TC kimlik numarasını ele geçirmiş ve çeşitli dolandırıcılık suçlarını üzerine atmışsa cezanın boyutu çok yüksek olmaktadır. Diğer yandan Türk Ceza Kanunu’nun 136. Maddesine göre bir kişinin Kişisel verileri başkası tarafından ele geçirilmişse suçlu 2 yıldan 4 yıla kadar hapis cezasına da çarptırılabilir.

Evlilik Sözleşmesi Neleri Kapsar? Nasıl Yapılır?

Evlilik sözleşmesi, evli çiftlerin ve yeni evlenecek olanların gelecekte evliliklerinin sona ermesi durumunda malların paylaştırılmasını kolaylaştırmak için imzalanan bir sözleşmedir. Evlilik sözleşmesi yapmak için çiftlerin dışında gerektiği durumlarda yasal temsilcilerin de imzası gerekir. Yeni evli çiftler evlilik sözleşmesi taleplerini nikah dairesine iletirler. Ancak daha sonra noterde onaylatmaları gerekir. Daha önceden evli çiftlerde evlilik sözleşmesi yapmak isterlerse doğrudan noterlere başvurabilirler. Evlilik sözleşmesinin amacı evli çiftlerin boşandıktan sonra evlilik süresinde elde edilen malların taraflar arasında paylaştırılmasını kolaylaştırmaktır. Sözleşmenin yürürlüğe girebilmesi için çiftlerin mal rejimi yaptıklarını yazılı olarak bildirmeleri gerekir.

Evlilik Sözleşmesi Yapılmazsa Ne Olur?

Evlilik sözleşmesinin yapılmaması durumunda çiftler arasında otomatik olarak yasal mal rejimi yani edinilmiş mal rejimi uygulanır. Edinilmiş mal rejiminin açıklaması ise şu şekildedir. Taraflar evlilik süresi boyunca elde ettikleri malları kimin üzerine yaparlarsa boşanırken de o kişinin üzerinde kalır. Ancak malların bir kişinin üzerine yapılması durumunda boşandıktan sonra mal sahibi olamayan eski eş mallar üzerinden halk talep edip mahkemeye başvurabilir. Bu gibi durumlarda eski eşler arasında tartışmaya sebep olabileceği için daha önceden evlilik sözleşmesinin yapılması tavsiye edilmektedir. Ülkemizde 01.01.2002 tarihinde yeni bir yasa yürürlüğe girmiş idi. Bu yasaya göre bu tarihten sonra evlenecek çiftler eğer evlilik sözleşmesi yapmazlarsa aralarında katılma mal rejimi uygulanacaktı. Bu sisteme göre boşandıktan sonra evlilik süresince elde edilen mallar yarı yarıya paylaştırılacaktı. Mâl ayrılığı sözleşmesi boşanma ya da aldatma durumları sonrasında yürürlüğe girmektedir.

Evlilik Sözleşmesi Nasıl İptal Edilir?

Evlilik sözleşmesinin iptal edilebilmesi için eşlerin yada eşlerden birinin mahkemeye başvurması gerekir. Veya mahkeme tarafından sözleşmede değişiklik yapılarak eşlerin talepleri sağlanabilir. Diğer yandan boşanma durumunda yada çiftlerden birinin ölümü üzerine sözleşme otomatik olarak ortadan kalkacaktır.  Evlilik sözleşmesi Türk Medeni Kanunu çerçevesinde yapılan bir sözleşme türüdür.. Dolayısıyla sözleşme iptal edilirken de Medeni kanuna göre hareket edilir. Evlilik sözleşmesi yapıldıktan sonra eşlere sözleşme ehliyeti verilmektedir. Sözleşmelerini iptal etmek isteyen çiftler eğer sözleşme ehliyetlerini kaybetmişlerse sözleşmelerini iptal edemezler. Bu yüzden aynı evlilik cüzdanı gibi korunması ve kaybedilmemesi önemlidir.

Bilişim Avukatları Hangi Konulara Bakar ?

Bilişim Avukatları, internet ortamında işlenen suçlara bakan Avukatlardır. Halk arasında internet Avukatı da denmektedir. Bilişim avukatları siber suçlar ofisiyle ortak çalışmaktadırlar. İnternet ortamında işlenen dolandırıcılık, kredi kartı bilgilerini ele geçirme, internette sözlü taciz gibi suçlarla ilgilenen avukatlardır. Bilişim Avukatları, bilişim sistemindeki uyuşmazlıklarla ilgilenirler. Ağırlıklı olarak baktıkları konular ise banka ve kredi kartının kötüye kullanılmasıdır. Örnek olarak şüpheli kişi banka hesabı üzerinden terörle bağlantısı olan bir şahsın hesabına para aktarımı yapmışsa bu suçla Bilişim Avukatları ilgilenirler. Bu tarz suçlarda emniyet tarafından atanan siber suçlar ofisinden bazı kimselerde Avukatlara yardım ederler. 

Bilişim Avukatlarının baktığı diğer konular ise; Yasaklanmış program yada cihaz suçları, Farklı bilişim sistemlerine sızma suçu, kredi kartının kötü amaç için kullanılması, sahte sosyal medya hesabı ile yapılan dolandırıcılıklar, sistemleri bozma, veri girişini durdurma, erişimi kesme veya engelleme Bilişim Avukatlarının üzerinde durduğu konulardır. Bilişim Avukatları, Bilişim Hukukunun bir çalışanı olarak görev yapmaktadırlar. Bilişim Hukuku uzmanı olarak da anılabilirler. Sosyal Medya üzerinden bir şahsı rahatsız etmek de internet ortamı üzerinden işlendiği için İnternet Avukatlarının çözmesi gereken suçlardandır.

Nasıl Bilişim Avukatı Olunur?

Bilişim avukatı olabilmek için kişinin biraz daha farklı alanlarda kendini yetiştirmiş olması ve bilgi sahibi olması gerekir. Bilgi teknolojisi ve fikri mülkiyet alanlarında başarılı olan Avukatlar bilişim avukatlığı yapabilirler. Bu konularda bilgi sahibi olmak içinse yüksek lisans programları yada çeşitli seminerler ve eğtimler tercih edilebilir. Bir Avukat ilk defa mesaisine başladıktan sonra bu konularda eğitim alırsa ve bilgi sahibi olursa Bilişim Avukatlığı yapabilir.

Bilişim Avukatları Ne Kadar Kazanır ?

Bilişim Avukatlığında bazen sorular online olarak ücretsiz şekilde cevaplandırılıyor. Ancak 2022 avukatlık ücret tarifesi ise şu şekildedir. İlk 1 saatte 935 tl, daha sonraki her saat içinse 435 lira olarak belirlenmektedir. Ayrıca bilişim avukatı olan kişi isterse diğer dava dosyalarına bakabilir. Yani uzmanlık yaptığı diğer konularda da Avukatlık yaparak gelirini arttırabilir. Bilişim Avukatlarının net bir maaşı yoktur. Çalıştıkları saat kadar ücret alırlar.

Çalışan Hakları

Çalışan hakları işçilerin çalıştıkları iş yerlerinde genel hak ve hukuklarının gözetilmesi anlamını taşımaktadır. Çalışan hakları, işçilerin daha rahat ve daha güvenli bir şekilde görevlerini sürdürmelerini sağlar. İşçi hakları sayesinde işçiler, patronlarından gereken haklarını alırlar.

Çalışan Hakları Şunlardır;

  • Yıllık izin hakkı    
  • Ulusal bayram ve genel tatil ücreti hakkı       
  • Asgari geçim indirimi hakkı
  • Hafta tatili ücreti hakkı   
  • Mesai aşım ücreti hakkı                                  
  • Yol, yemek ve ikramiye hakkı

Bu haklar işçilerin hayatlarını daha rahat sürdürebilmesi için devlet tarafından düzenlenmiştir. Ayrıca kendi isteği ile işten ayrılan emekçinin kıdem tazminatı hakkı bulunmaktadır. İşçilerin iş sağlığı ve güvenliğinden yararlanmak ve diğer işçilerle aynı muameleyi görmek gibi hakları da vardır. Mesai süresi ile de alakalı olarak işçilerin günde 11 saatten fazla çalışmama hakkı vardır.

Kıdem Tazminatı Nedir?

Kıdem tazminatı belirli bir süre çalıştıktan sonra işten çıkartılan ya da emeklilik dolayısıyla işten ayrılmak zorunda olan işçinin çalıştığı süreye göre iş yeri tarafından ödenen paradır. Kıdem tazminatını alabilmek için bazı şartlar vardır. Bu şartlar çalışılan süre boyunca bütün kurallara uymak, yasal bir sorun çıkarmamak ve iş yerindeki diğer çalışanlara karşı şiddet uygulamamaktır. Kıdem tazminatı işçinin çalıştığı yıl süresine göre verilmektedir. Kıdem tazminatı alabilmek için belirli bir iş yerinde en az 15 yıl çalışmış olmak gerekmektedir. Kıdem ücreti ise şu şekilde belirlenmektedir. İşçinin çalıştığı her 1 yıl için 30 günlük brüt ücret verilmektedir. Ancak kendi rızası ile işten ayrılan kişilerin kıdem tazminatı alma hakkı olmaz. Fakat yeni yapılan düzenlemeye göre kadın işçiler evlilik nedeniyle işten ayrılmaları durumunda kıdem tazminatı alabilir.

İhbar Tazminatı Nedir?

İhbar tazminatı ise işçinin, işten çıkartılmasına karar verilen süreden önce işveren tarafından işten çıkarılması durumunda ödenmesi gereken ücrettir. Ayrıca habersiz bir şekilde işten çıkartılanlara da verilmesi gerekmektedir. İhbar tazminatı ücretleri ise şu şekilde belirlenir.

Hizmet süresi 6 aydan az sürmüş işçi için 2 hafta

Hizmet süresi 6 aydan 1,5 yıla kadar sürmüş işçi için 4 hafta

Hizmet süresi 1,5 yıldan 3 yıla kadar uzanan işçi için 6 hafta

Hizmet süresi 3 yıldan fazla sürmüş işçi için 8 hafta olarak belirlenir.

Sosyal Medya Kullanımı Ve Hukuk

Her sosyal medya kullanıcısının hükümlü olduğu bazı şeyler vardır. Bunlar yaptıkları paylaşımlarda ve sosyal medyadaki faaliyetlerinde hukuka aykırı davranmamak ve ahlaki ilkeler çerçevesinde davranmaktır. Sosyal medya kullanıcıları kendilerine ve başkalarına karşı bir sorumluluk içerisindedirler. Kullandıkları platform içerisinde kimseyi rahatsız etmemek ve ahlak dışı paylaşımlar yapmamak en önemli kurallardandır. Ayrıca küfürlü içerik paylaşmamak ve başkalarını rahatsız edebilecek derecede paylaşımlarda bulunmamak gerekir. Sosyal Medya Platformları insanlar tarafından ciddiye alınmalıdır. İnsanlar uygulama içerisindeki faaliyetlerinin hukuki mecrada sıkıntı teşkil edebileceğinin bilincinde olmalıdır. Sosyal Medya Platformları her türlü içeriğin paylaşıldığı yerlerdir. Haber, eğitim, sağlık, eğlence gibi pek çok içerik bu uygulamalarda paylaşılıyor. Dolayısıyla böyle geniş mecralar suç işleme potansiyeli taşıyor. Akyazı Hukuk Bürosu olarak sosyal medya ve hukuk ile ilgili sorularınızın cevaplarını sizler için derledik

Sosyal Medyada Hakaretin Cezası

Sosyal medyada bir şahsın başkasının gururunu zedeleyecek şekilde yorum yapılması, paylaşılması, mesaj atılması veya bir kişiye küfürlü mesaj atılması suç olarak kabul edilmektedir. Bu suçlarında basit ve nitelikli olacak şekilde çeşitleri vardır. Sosyal medya içeriklerinde basit olarak kabul edilen suçların cezası 3 aydan 2 yıla kadar uzanmaktadır. Basit kabul edilen suç eğer istenirse adli para cezasına çevrilebilir. Para cezası da 1000 lira ile 5000 lira arasında değişmektedir. Sosyal medyada hakaretin davası da yaklaşık 6 ay sürmektedir. Bu süre içerisinde şikayet, zaman aşımı ve şikayetten vazgeçme gibi süreçler işlenir. İnternet ve sosyal medya hesabından ‘nitelikli suç’ işlenmesi durumunda da ilgili kişi en az 1 yıl, en fazla da 2 yıl ceza almaktadır. Suçun para cezasına çevrilebilmesi içinde suçun yüz kızartıcı ve kişiyi küçük düşürücü suçlar arasına girmesi gerekmektedir.

Sosyal Medyada Hakaret Sicile İşler Mi?

Sosyal medya üzerinden hakaret edildiği zaman ilgili kişi bu durumu mahkemeye taşırsa bu durum suçlunun siciline işler. Yani sosyal medyada hakaret edenler hakkında sabıka dosyası açılır. Bu durum hakaret suçu olarak kabul edilir ve şahsın siciline bu şekilde işler. Sicilin silinmesi ise mümkündür. Ancak dilekçe verilip sicilden silinse bile devlet arşivlerinde 5 yıl boyunca saklanacaktır.

Türkiye’de Vatandaşlık Şartları 2022

Son yıllarda ülkemiz oldukça göç aldı. Bu göçün bir kısmı savaşlar yüzünden zorunluluk içerse de aslında Vatandaşlık şartları herkes için aynıdır. Bu yüzden İstanbul Nişantaşı Akyazı Hukuk olarak en çok araştırılan Türkiye’de Vatandaşlık Şartları 2022 yazısını derleyerek bu konudaki sorularınızı gidermek istedik…

Türkiye Cumhuriyeti’nden Nasıl Vatandaşlık Alınır ?

Türkiye Cumhuriyeti’nden vatandaşlık alabilmek için belli başlı kuralları karşılamak şarttır. Türkiye’den vatandaşlık almak bazı ülkelere göre daha kolaydır. Örneğin Japonya’dan ya da İtalya’dan vatandaşlık almak daha zordur. Çünkü özellikle İtalya’da vatandaşlık için tüm şartları karşılasanız dahi eğer bir kadına şiddet uygulamışsanız vatandaşlık hakkını alamazsınız. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlık şartları şunlardır;

  • Akli dengede bozukluk olmaması
  • Türkiye’de yaşama niyetinin olduğunu kanıtlamak
  • Toplum sağlığını tehdit edecek bir hastalığın bulunmaması
  • Güzel ahlaka sahip olmak
  • Türkiye ülkesinde yeterli seviyede gelire ve mesleğe sahip olmak
  • Gereken seviyede Türkçe konuşabilmek
  • Kamu güvenliğini tehdit edecek ve milli güvenliği rahatsız edecek bir şey yapmamak
    Türkiye Cumhuriyeti’nden vatandaşlık alabilmek için Türkiye’de 400.000 dolarlık gayrimenkul edinme bedelini ödemeniz gerekmektedir. Bu bedel 2018 yılında 250.000 dolar iken günümüzde bu seviye 400000 dolara çıkarılmıştır.

Türkiye’den Vatandaşlık Almak Ne Kadar Sürer ?

Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nden vatandaşlık almak Valiliklere ya da Dış Temsilciliklere yapılan başvuru neticesinde 5- 6 ay kadar sürmektedir. Türkiye’de doğan yabancı ülkeye mensup çocuklar Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı sayılmaktadırlar. Ayrıca doğan çocukların anne ve babalarının vatandaşlık alması da daha kolay hale gelmektedir. Bu duruma ‘çoklu vatandaşlık’ denilmektedir. Türkiye Cumhuriyeti çifte vatandaşlık veren ülkelerden biridir. Ancak çifte vatandaşlık alabilmek için evlat edinme, evlilik ya da yetkili kurumun onayı gerekmektedir.

Evlilik Yolu İle Vatandaşlık Almak

Vatandaşlık almak da ki önemli hususlardan biride vatandaşlık almak isteyen kişinin en az 3 yıldır bir Türk vatandaşıyla evli olması gerektiğidir. Vatandaşlık almak isteyenlerin karşılaması gereken diğer konuda başvuru yapmadan 5 yıl öncesine kadar Türkiye’de ikamet ediyor olmak gerektiğidir. Türkiye vatandaşlığı başvurusunu takip edebilmek içinse başvuru takip numarası gerekmektedir. Başvuru numarası Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü’nden ya da Vatandaşlık İşleri İl Müdürlüklerinden alınabilir. Vatandaşlık başvurusu yapılırken posta aracılığıyla yapılan başvurular kabul edilemez. Doğrudan vatandaşlık işlerine gitmek ve başvuruyu yüz yüze gerçekleştirmek gerekmektedir. Vatandaşlık başvurusu onaylananların ise verilen duyuru belgesi ile ilçe nüfus müdürlüğüne giderek kimlik kartı başvurusunda bulunması gerekmektedir. Bu süreçlerin tümü vatandaşlık alacak kişinin yapması vekalet ile gerçekleştirilmesi mümkün değildir.

Adli Sicil Nedir ?

Adli sicil yada sabıka kaydı bir kişinin işlediği suçları kayıt eden dosyadır. İşe alımlarda ve pasaport veren kurumlarda yetkili kişilerce istenmektedir. İş mülakatlarında adli sicili temiz olan bir kişinin sicilinde suç bulunan bir kişiye karşı işe alınma olasılığı daha fazladır. Adlı sicil hukuken ortak kurumlarda ve mahkemelerde her daim istenmektedir. Mahkemeye çıkartılan bir kişinin eskiden sabıka kaydı temizse daha önce suç dosyası bulunmadığı için alacağı cezada iyi hâl indirimine tabi tutulmaktadır. Adli sicil kaydına sabit tutulan suçlar ise; Adli para cezaları, kesinleşmiş mahkumiyet kararları, sürücü belgesine el konulma kararı, ertelenen hapis cezaları gibi şeyler bulunmaktadır. Devlet nezdinde ise adli sicil kaydı ‘vatandaşın suç kaydı’ olarak tabir edilmektedir. Mahkemelerin verdikleri cezalar otomatik olarak sicile işlenmektedir.

Adli Sicil Kaydı Silinir Mi ?

Adli sicil kayıtları bazı durumlarda silinmektedir. Mesela sabıka kaydı bulunan kimse öldükten sonra suç dosyası silinmektedir. Ancak resmi olarak devlet arşivlerinden silinebilmesi için 5 yıl geçmesi gerekmektedir. Ancak bazı önemli suçların kaydının silinmesi mümkün değildir. Bunlara örnek olarak dolandırıcılık, terörde aktif rol alma, devlet sırlarını paylaşma ve kaçakçılık üst düzey suçlardan oldukları için devlet arşivlerinden hiçbir zaman silinmezler. Hırsızlıktan bir sabıka oluşturulması durumunda ise özel dilekçe verilmesi ile suç dosyası kapanabilir. Ancak hükümlünün cezasını ödemiş olması ana kriterdir. Bazı durumlarda ise hapis cezası para cezasına çevrilerek suçun yumuşamasına olanak verilebilir. Örneğin kasten işlenen suçlarda ceza miktarı 1 yıldan azsa para cezasına çevrilebilir. Taksirle işlenen suçlarda ise ceza miktarına bakılmadan suç adli para cezasına çevrilebilir.

Hangi Suçlar Sicilden Silinir? Hangi Suçlar Silinemez?

Adli sicil kayıtlarından yüz kızartıcı suçlar silinemez. Bu suçlar güvenliği kötüye kullanma, rüşvet alma, özel bölgede sahtecilik suçu, dolandırıcılık, zimmete para geçirme suçu. Ülkemizde geçtiğimiz yıllarda yeni bir kanun yürürlüğe girmiştir. Bu kanunun adı seri muhakeme usulüdür. Yani bundan sonra ilk defa suç işleyen kişiler ceza almayacak ancak gözetim altında tutulacaktı. Eğer şüpheli belirlenen süre içerisinde kasıtlı bir suç işlemezse dosyası sicile işlenmez. Yani adli sicil kaydı oluşmaz.

Vasi Kimlere Olunur ?

Vasi, yaşı küçük olan ve reşit olmayan kişiler için yada zihinsel engelliliği bulunan kişiler için atanan yasal yetkililerdir. Ayrıca ergin olmayan kişiler içinde vasi atanabilir. Vasiler, hukuki olarak bütün şartları karşılamalıdırlar. Vasi olan kimse temsil ettiği kişinin mal varlığı yetersizse ücretini devlet hazinesinden talep edebilir. Devlette emek ve yönetilen parayı göz önünde bulundurarak vasinin ücretini belirler. Vasiler kişinin ailesinden tahsis edilebilirler. Yada mahkeme tarafından atanabilirler. Vesayet davasında hakimlik yapmaya çalışan kişiler ve kamu hizmeti yapma konusunda yasaklı olan kimseler vasilik yapamaz. Diğer yandan vesayet yapılacak kişiyle hasımlığı ve düşmanlığı bulunanlar vasi olamaz. Aynı zamanda vesayet yapılacak kişiden yaralanmaya çalışanlar da vasilik yapamaz. Ayrıca en az bir yıl hapiste yatmış kişiler içinde vasi talebinde bulunulabilir. Ve kendi işini göremeyen, bakıma muhtaç kişiler içinde vasi isteğinde bulunulabilinir.

Vasi Davaları Ne Kadar Sürer?

Vesayet davasının başlaması ve vasinin atanması ise yaklaşık 2 yıl sürmektedir. Bu süre içerisinde talep edilen vasi de değişebilir. Vesayet davası ise şu şekilde olmaktadır. Öncelikle Sulh Hukuk Mahkemesine başvurulur. Dava için nüfus kayıtları istenir. Daha sonra ise vasilik yapacak kişi ile vesayet altına girecek kişiler dinlenir. Vesayet altına alınacak kişi için sağlık raporu talep edilir. Eğer dava olumlu sonuçlanırsa belirli kişinin hakları vasi tarafından kısıtlanır ve sorumlulukları vasisine devredilir. Vasiliği üstlenen kişi vasilik yaptığı kişinin borçlarından sorumlu değildir ve ödeme zorunluluğu yoktur. Vasilik sadece kişinin sağlıklı karar veremediği konularda sorumluluğun bir başkası tarafından üstlenilmesidir.

Vasi Davasında Avukatın Önemi

Velayet davalarında avukatın bulunması vasi olmayı talep eden kişinin işini kolaylaştıracaktır. Avukatlar bu mahkemelerde vesayet altına girilmesi istenen kişinin durumundan bahseder ve neden vasi altında yaşaması gerektiğini anlatırlar. Ayrıca vasi olmayı talep eden kişinin bütün şartları karşıladığını, vasi olmaya herhangi bir engeli bulunmadığını ve vesayet altına girecek kişiyle herhangi bir sorunu olmadığını belirtirler. Önemli bir nokta ise vasilerin avukatlara vekalet verememesidir. Yani dava sürecinde vasiler ilgili konuyla alakalı avukatlara vekalet verip mahkemeye katılmama haklarını kullanamazlar. Vasi davasında Avukatın bulunması mahkemenin dava dosyasını daha ciddiye alınmasına sebep olacaktır.

Reddi Miras Nedir ?

Reddi miras yani bir diğer tanımıyla miras hakkından vazgeçme; miras alıcısının mirası reddetmesi, hiçbir mal talebinde bulunmaması ve kalan mirastan faydalanamaması olarak yorumlanır. Miras reddi beyanı verildiği zaman miras alıcısı mirası bırakanın borçlarını ödemeyi ve ölen kişinin alacaklılarıyla görüşmeyi reddettiğini de belirtmiş olur. Reddi miras beyanı mahkemelere başvurularak verilir. Bu beyanın verilmesinin karşılığında herhangi bir ücret talep edilmez. Bir kişi miras reddi talebinde bulunduğunda diğer mirasçıların payları da artmaktadır. Eğer reddi miras yapan kişinin alt soyu varsa miras hakkı onlara geçer. Yani miras hakkı dededen toruna geçebilir. Ayrıca miras reddi talebi icra durumunu durdurabilir. Eğer icra talebi yapıldıktan sonra 7 iş günü içerisinde reddi miras davası açılırsa icra talebinin bir hükmü kalmaz.

Reddi miras davasını açabilmek için Sulh Hukuk Mahkemesine başvurulmalıdır. Sulh Hukuk Mahkemesine dilekçe vererek yada sözlü beyanda bulunarak reddi miras talebi yürürlüğe girebilir. Davanın başarıyla sonuçlanabilmesi için bir Avukattan yardım alınması hukukçular tarafından tavsiye edilir. Noterlerde ya da başka bir kurumda bu talepte bulunulamaz. Miras reddindeki en önemli unsurlardan biri de 3 aylık bir süre boyunca bu işlemi yapmayan kişilerin mirası kabul etmiş sayılmasıdır. İstanbul Akyazı Hukuk Bürosu avukatları her konuda olduğu gibi bu konuda da uzmanlaşmış bir ekiptir.

Kimler Reddi Miras Yapamaz ?

Reddi miras yapamayacak kişiler miras payına zarar veren ve mirası saklayan kişilerdir. Yani bir mirasçı miras payını diğer mirasçılardan saklar ve mirası daha düşük gösterirse bu kişi bu işlemi yapamaz. Ayrıca miras paylarına bilinçli bir şekilde zarar veren mirasçı bu davada bulunamaz. Bir diğer etken olarak ise akli dengesi yerinde olmayan ve zihinsel sorunları olan kişilerde reddi miras yapamaz.

Miras Bırakan Hayatta İken Reddi Miras Yapılabilir Mi ?

Mirası bırakan kişi hayatta iken reddi miras yapılamaz. Bunu yapabilmek için mirası bırakanın hayatta olmaması gerekir. Ancak bazı özel durumlarda ve sağlık ile ilgili sorunlarda mirasçı miras hakkından vazgeçme sözleşmesi imzalayabilir. Miras bırakan hayatta iken miras henüz dağıtılmamış olacağı için miras reddinde bulunulamaz. Öncelikle miras bırakanın ölmesi ve mirasın yasal mirasçılara intikal etmesi gerekmektedir.

Özel Hayatı İfşa Suçları Nasıl Cezalandırılır ?

Özel hayatı ifşa etmek günümüzde uygulanan en büyük suçlardandır. Özel hayatı ifşa eden kişinin suçu hapis ile sonuçlandırılmaktadır. Bir kişinin özel hayatını izinsiz bir şekilde görüntüler ile ya da ses kayıtlarıyla ifşa eden kimselerin cezaları 2 yıldan 5 yıla kadar uzamaktadır. İstanbul Akyazı Hukuk ofisi olarak Özel Hayatı İfşa Suçlarında neler yapılabilir sizler için inceledik.

Özel Hayatın İfşası Suçunda Uzlaşma Nasıl Sağlanır ?

Her dava da olduğu gibi ‘özel hayatın gizliliğini ihlal suçunda’ da mahkemeden ve yargılamadan önce şikayetçi kişi ile suçlu arasında uzlaşma yolu aranır. Taraflar karşılıklı görüşme gerçekleştirerek uzlaşma yolunu aramaya çalışırlar. Eğer taraflar anlaşamaz ve şikayetçi davasından vazgeçmezse konu mahkemeye taşınır. Ve ilgili suçlu hakim tarafından yargılanır.
Gizlilik ihlali suçuna özel olarak bakan bir mahkeme yoktur. Ancak suçun bir avukat tarafından işlenmesi halinde cezası Ceza Mahkemelerinde yargılanmaktadır.
Bu suçun işlenmesi durumunda ise süreç şu şekilde işlemektedir. Özel hayatın gizliliği ihlal suçunu uygulayan kişi mağdur tarafından tespit edildiği zaman, mağdur kimse eğer mahkemeye başvurursa savcılık konu hakkında inceleme başlatır. İlgili kişi ifadesi alınmak üzere mahkemeye çağrılır. Mahkemede ifadesi alındıktan sonra şikayetçi ile görüştürülür. Uzlaşma yolu her suç için geçerlidir. Eğer bu yola başvurulmazsa dava ilerleyemez. Uzlaşmak için karşı karşıya gelen mağdur ile suçlu eğer kendi aralarında anlaşamazlarsa konu mahkemeye taşınır. Mahkemede her dosyada olduğu üzere taraflar kendilerini savunur yada avukatları savunmayı devralır. Cezanın belirlenmesi halinde olay ‘basit’ suç kapsamına girerse kişi 3 yıl, ‘nitelikli’ suç kapsamına girerse 6 yıl ceza almaktadır.
Özel hayatın gizliliği ihlali suçu sosyal medyada paylaşılan ya da Whatsapp uygulaması üzerinden paylaşılan bilgileri ve görüntüleri de kapsamaktadır.

Özel Hayatı İfşa Etmenin Cezası

Bir şahıs karşı tarafın mahremini ya da saklamak istediği bir konuyu basın yayın organlarına, internete ya da sosyal medyaya taşırsa suç niteliklidir. Bu durumda işlenmiş suçun cezası 6 yıla kadar uzanmaktadır. Yalnız suç basit bir şekilde işlenmişse sadece görüntü veya ses kaydı alınmışsa cezası 1 ile 3 yıl arasında değişmektedir.