Boşanma davası Nedir?

Boşanma davası denilen hadise ölüm, gaiplik, cinsiyet değişikliği, hükümsüzlük halleri gibi  evliliği sona erdiren (ortadan kaldıran) sebeplerden biridir. Bir boşanma avukatıile yürütülen boşanma davası Türk Medeni Kanunu’nda evliliğin hükümsüzlüğünden hemen sonra düzenlenmiş olup, diğer sebeplerden çok daha önemli olması hasebi ile ayrı bir başlık altında düzenlenmiştir.

Çekişmeli ya da anlaşmalı olacak şekilde boşanma davası türlerine yer verilmiştir. Bu türlere göre dava dilekçeleri hazırlanır ve evliliğin sonlandırılması üzerine duruşmaya geçilir. Boşanma nedenleri olarak:

  • Evlilik birliğinin sarsılması
  • Zina veya terk
  • Haysiyetsiz yaşam koşulları
  • Hayata kast ve akıl hastalığı gibi çeşitli nedenler boy gösterir.

Boşanma davası için tüm bu gerekçeler dilekçe içerisinde boy gösterir. Gerek anlaşmalı gerekse çekişmeli boşanmaya ilişkin Aile Mahkemesi’ne dilekçe sunulur ve duruşmaya yer verilir.

Anlaşmalı Boşanma Nedir?

Anlaşmalı boşanma4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun boşanmaya ilişkin genel hükmünü oluşturan 166’ncı maddesinde hüküm altına alınmıştır. Buna göre anlaşmalı boşanma, “genel” ve “mutlak” bir boşanma sebebi olup, şartların varlığı halinde boşanmaya karar verilmesi gerekir. Buradan anlaşılacağı üzere, hakime boşanma ya da boşanma yerine ayrılığa hükmetme konusunda takdir alanı bırakılmamıştır. Bu sebeple, 166’ncı maddedeki koşulların varlığı halinde tarafların boşanacakları hususu mutlaktır.

Tarafların anlaşmalı boşanmaları, hakim önünde “çekişme” olmaksızın boşanmalarını ifade etmektedir. Bir diğer söyleyişle, tarafların boşanmaya ilişkin hususlarda fikir ayrılığı yaşadığı ya da çekiştiği bir konu bulunmamaktadır. Taraflar, aralarında akdettikleri anlaşma protokolünü aile mahkemesine sunarak boşanmaya karar verilmesini talep eder. Hakim, protokolde yazılı hususlarda fahiş koşul olup olmadığını kontrol eder ve gerekirse protokolde değişiklik yapılmasına karar verebilir. Protokolde, ortak çocuğun velayeti, evlilik birliği içerisinde edinilmiş malların ne şekilde bölüştürüleceği, ortak yaşam alanlarının ne şekilde düzenleneceği gibi hususlar kararlaştırılır. Protokolün kabulü ile, aşağıda sayılan koşulların da varlığı halinde tarafların genellikle tek celsede boşanmalarına karar verilir. Bu boşanma, taraflar arasında herhangi bir uyuşmazlık bulunmadığı ve boşanmaya ilişkin hususlarda anlaşmaya varılmış olduğu için “anlaşmalı boşanma” olarak tanımlanır.

Anlaşmalı Boşanma Koşulları

Anlaşmalı boşanmaya ilişkin yasal koşullar, 4721 sayılı TMK’nin 166’ncı maddesinin üçüncü fıkrasında belirtilmiştir. Buna göre; “Evlilik en az bir yıl sürmüş ise, eşlerin birlikte başvurması ya da bir eşin diğerinin davasını kabul etmesi halinde, evlilik birliği temelinden sarsılmış sayılır. Bu halde boşanma kararı verilebilmesi için, hakimin tarafları bizzat dinleyerek iradelerinin serbestçe açıklandığına kanaat getirmesi ve boşanmanın mali sonuçları ile çocukların durumu hususunda taraflarca kabul edilecek düzenlemeyi uygun bulmasışarttır. Hakim, tarafların ve çocukların menfaatlerini göz önünde tutarak bu anlaşmada gerekli gördüğü değişiklikleri yapabilir. Bu değişikliklerin taraflarca da kabulü halinde boşanmaya hükmolunur. Bu halde tarafların ikrarlarının hakimi bağlamayacağı hükmü uygulanmaz.”

Yukarıda verilen hükümden de anlaşılacağı üzere, anlaşmalı boşanma için şu şartların oluşması gerekmektedir:

  1. Evlilik en az bir yıl sürmüş olmalıdır.
  2. Boşanmak için eşler ya birlikte mahkemeye başvurmalı ya da eşlerden biri diğerinin açtığı boşanma davasını kabul etmelidir. Hükme göre, eşlerden birinin açtığı boşanma davasının diğeri tarafından kabul edildiği olasılıkta, hakimin tarafların ikrarı ile bağlı olmadığına ilişkin TMK m. 183/b.3 hükmü uygulanmaz.  Örneğin, zina sebebiyle açılan bir boşanma davasında zina yapan eşin bunu ikrar etmesi kural olarak hakimi bağlamaz. Ancak aynı davada zina yapan eşin davayı kabul etmesi (davalı eşin davayı kabulü) halinde hakim bununla bağlanır ve TMK m. 166/3 uyarınca anlaşmalı boşanmaya hükmeder.
  3. Hakim, tarafların gerçekten boşanma iradeleri bulunup bulunmadığını anlamak için tarafları bizzat dinler ve gerçek iradelerini saptar. Gerçek iradenin boşanma yönünde olması, taraflardan birinin iradesinin diğeri tarafından fesada uğratılmaması esastır.
  4. Tarafların boşanmanın sonuçları bakımından anlaşmış ve tercihen bir protokol hazırlamış olmaları gerekir. Ancak protokol hazırlamaları bir zorunluluk olmayıp, boşanma konusunda iradelerinin uyuşmuş olması yeterlidir.
  5. Hakim, tarafların anlaştığı hususlarda taraflardan birinin mağdur olmadığını, fahiş bir edim farkı bulunup bulunmadığını kontrol eder. Gerekirse, tarafların aralarında anlaştıkları edimlere müdahale edebilir. Bunu, tarafların ve özellikle de ortak çocukların yüksek menfaatini göz önünde bulundurarak yapar.

Anlaşmalı Boşanma Davası Nasıl Açılır?

Anlaşmalı boşanma, eşlerin 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 166’ncı maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca boşanmaya ilişkin şartlarda ve boşanmanın hukuki – mali sonuçlarında anlaştıklarını bildiren sözleşme/protokol metninin mahkemeye sunulmasıyla birlikte açılır. Protokol, boşanma dava dilekçesinin eki olarak mahkemeye verilir.

Eşler, anlaşmalı boşanmada “anlaştıklarını” ifade ettiklerinden, boşanmaya ilişkin dava dilekçelerini anlaşma protokolü ile beraber mahkemeye sunmalıdır.

Dilekçe eşlerin son 6 aydır birlikte oturdukları yer aile mahkemesine birlikte verilebileceği gibi, eşlerden birinin açtığı boşanma davasının diğer eş tarafından kabul edilmesi durumunda da anlaşmalı boşanma süreci başlatılmış olur.

Bu tür boşanma davalarında tarafların, özellikle ortak çocuğun velayetine ve malvarlığının bölüşümüne ilişkin hususlarda anlaşmış olmaları ve anlaştıklarına ilişkin bir anlaşma protokolünü ya da sözleşmeyi mahkemeye sunmaları zorunludur. Bu protokolün, taraflar arasında serbestçe hazırlanması mümkün olmakla birlikte, hak kaybı yaşanmaması ve hazırlanacak akdin bir hukukçunun süzgecinden geçmesi adına aile hukuku alanında uzmanlaşmış avukat ile birlikte hazırlanması tavsiye edilmektedir. Zira mahkeme, taraflar arasında akdedilen sözleşmede “haksız” olduğunu düşündüğü ya da fahiş olduğuna kanaat getirdiği hususlarda hususlarda re’sen değişiklik yapabilmektedir. Bu sebeple protokolün bir profesyonel ile birlikte hazırlanması, süreçte aksaklık yaşanmaması adına büyük önem arz etmektedir.

Yukarıda da ifade edildiği gibi, bu halde boşanmaya ilişkin talepler, tarafların yerleşim yerlerinde bulunan aile mahkemesine yapılabileceği gibi, herhangi bir adliyede bulunan aile mahkemesine de anlaşmalı boşanma talebinin yapılması mümkündür.

Anlaşmalı Boşanma Davası Ne Kadar Sürer?

Anlaşmalı boşanma davası ne kadar sürer sorusu ilgililerince merak edilen bir konudur. 

Anlaşmalı boşanma davası, görülecekleri mahkemenin yoğunluğuna bağlı olarak 1-3 ay sürebilir. Hakim boşanma kararına onay verdikten 15 ila 30 gün sonra karar çıkar. Boşanmanın kesinleşmesi 1 gün, nüfusa işlenmesi ise 1 haftadır.

Çekişmeli Boşanma Davası

Çekişmeli Boşanma Kavramı

Çekişmeli boşanma davası, eşlerin 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun boşanmaya ilişkin hükümlerine göre anlaşmalı olarak boşanma ihtimaline yanaşmadığı ihtimalde gündeme gelen boşanma davası şekli olup, anlaşmalı olarak boşanılmasına göre daha uzun süren bir seçenektir. Bu davada eşlerden biri boşanmayı talep ederken diğer bu talebi reddetmekte; ya da eşlerden birinin açtığı boşanma davasına diğeri tarafından “karşı dava” açılarak cevaplanmaktadır. Çekişmeli boşanma davalarında edinilmiş malların ne şekilde bölüştürüleceği, nafaka miktarının ne kadar olacağı, ortak çocuk varsa bunların velayetlerinin hangi eşte ne şekilde bırakılacağı, velayete sahip olmayan eşin ortak çocuk ile nasıl kişisel ilişki kuracağı gibi hususlar çekişme konusudur.

Anlaşmalı boşanmalar çekişmeli boşanmalara göre çok daha kısa sürmekle beraber, uygulamadaki boşanmaların genellikle anlaşmalı boşanma şeklinde değil, çekişmeli boşanma şeklinde olduğu görülmektedir.

Yukarıda da belirtildiği gibi, çekişmeli boşanma davasında taraflardan biri boşanmayı isterken, diğer taraf buna karşı çıkmakta ya da sair bir istemle karşı dava açmaktadır. Bu halde taraflar, öncelikle çekişmeyi sona erdirerek boşanılıp boşanılmayacağına ilişkin bir mahkeme kararı almak durumunda kalırlar. Boşanma davası, çekişmeli ya da anlaşmalı olması ayrımı yapılmaksızın aile mahkemesinde görülür. Dava dilekçesini tebellüğ eden diğer eş, iki haftalık cevap süresi içerisinde boşanma davasına cevap olarak KARŞI DAVA açabilir. Bu davada genellikle kusur inkarı yapılarak diğer eşin kusurlu olduğu ve mal paylaşımının bu kusur oranlarına göre yapılması gerektiği ileri sürülür.

Boşanma davalarının en önemli sonuçlarından biri de eşlerin mali hayatlarında doğmaktadır. Bununla ifade edilmek istenen, eşlerin evlilik süresince edinilmiş ortak mallara ilişkin mülkiyet haklarına ilişkin uyuşmazlıklardır. Bu uyuşmazlıklar, anlaşmalı boşanma davalarında değil, çekişmeli (nizalı) boşanma davalarında gündeme gelir. Önemle belirtelim ki, çekişmeli boşanma davaları, mal paylaşımı davası ile birlikte açılırsa, hakim hem boşanmaya dair karar verir, hem de boşanma hükmüyle birlikte mal paylaşımına ilişkin kararını verir. Ancak, mal paylaşımı davalarının boşanma istemiyle birlikte ileri sürülmemesi ve farklı bir tarihte ayrı bir dava açılarak mal paylaşımı yapılması da pekala mümkündür.

Çekişmeli Boşanma Davası Nasıl Açılır?

Boşanma davası, Türk Medeni Kanunu’nun boşanmaya ilişkin hükümleri doğrultusunda hazırlanacak ve AİLE MAHKEMESİNE verilecek bir boşanma dava dilekçesi ile açılır. Dilekçe, asilin kendisi tarafından hazırlanıp mahkemeye sunulabileceği gibi, bir boşanma avukatı eşliğinde vekaleten de hazırlanabilir.

TMK m. 168’e göre, “Boşanma veya ayrılık davalarında yetkili mahkeme, eşlerden birinin yerleşim yeri veya davadan önce son defa altı aydan beri birlikte oturdukları yer mahkemesidir.”

Boşanmak isteyen taraf, kanunda düzenlenmiş özel boşanma sebeplerine dayanarak boşanmayı talep ediyorsa, dayandığı sebebin vuku bulduğunu ispat etmekle yükümlüdür. Kanunda hangi sebeplerin “özel” boşanma sebebi olduğu, hangi sebeplerin “genel” boşanma sebebi olduğu açıkça ifade edilmiştir. Özel boşanma sebepleri; zina, hayata kast, kötü muamele, terk, onur kırıcı davranış, haysiyetsiz yaşam sürme ve akıl hastalığı olarak sınırlı sayıda olmak üzere hükme bağlanmıştr. Genel boşanma sebebi ise, ortak hayatın eşler için çekilmez hale gelmesi ve evlilik birliğinin temelinden sarsılması halidir. Özel sebeplerden brinin varlığı herhangi bir delil ile ispat edilirse hakim mutlaka boşanmaya karar verir. Ancak genel sebebin tam anlamıyla ispatı mümkün olamayacağından, boşanmaya karar verip vermemek hakimin takdirinde olacaktır. Hakim tarafları sulhe teşvik eder, ortak hayatın yeniden kurulabileceğine kanaat getirmesi halinde tarafların boşanmalarına karar vermeyebilir. Örneğin, zina sebebine dayanarak boşanmak isteyen tarafın, zinanın gerçekleştiğini ispat etmesi gerekmektedir. İspat etmesi durumunda hakimin takdir yetkisi kalmaz; boşanmaya karar verilmesi gerekir. Boşanma davası, boşanmak isteyen tarafça açılmakla birlikte, bu tarafın mutlaka yasada yazılı boşanma sebeplerinden birine dayanarak davasını gerekçelendirmesi gerekir. Gerekçesiz bir dilekçenin kabul edilerek boşanmaya karar verilmesi mümkün değildir.

Çekişmeli Boşanma Davası Ne Kadar Sürer?

Anlaşmalı boşanma davaları, görüldükleri mahkemelerin yoğunluğuna bağlı olarak ortalama 1-3 ay sürerken çekişmeli boşanma davalarında kesin bir zaman dilimi vermek çok zordur.
Çünkü çekişmeli boşanma davalarında yerel mahkeme süreci, istinaf süreci ve yargıtay süreçleri sözkonusudur.

Yerel Mahkeme Süreci
Bu süreç eldeki kanıtlar ve tanıkların sayısının duruşmayı uzatıp uzatmayacağını değerlendirir ve bağlı olunan şehrin mahkemesinin yoğunluğuna bağlı olarak ortalama 6 ile 18 ay arasında bir süreden bahsetmek mümkündür.

İstinaf Süreci
İstinaf süreci ortalama 6 ile 12 ay arasında değişir.

Yargıtay Süreci
Yargıtay süreci 6-24 ay sürebilir. Bu süreç İstinaf nezdinde verilen kararın tarafların temyize başvurasına bağlıdır.

(Bilgi verilen süreler tahmini olmakla birlikte bu sürelerin daha kısa veya daha uzun sürebileceği bilinmelidir.)

Boşanma Davasında Ücretler

Boşanma davalarında, mahkemeye yatırılması gereken belirli bir harç ve gider avansı bulunmaktadır. Bunların yanı sıra, davada avukat ile birlikte çalışılmışsa avukata ödenmesi gereken bir vekalet ücreti de bulunmaktadır.

Harçlar Ve Gider Avansları(Yargılama Giderleri)

Harç ve gider avansları, boşanmanın anlaşmalı olup olmamasına göre değişmektedir.

Anlaşmalı boşanma davalarında tanık, bilirkişi, keşif gibi delillere başvurulmayacağından, mahkemenin talep edeceği harç ve gider avansı da düşük miktarda olacaktır. Bu masrafların ne miktarda olacağına ilişkin bir öngörüde bulunmak olanaksızdır. Zira masraflar sürekli değişmekte ve farklı kalemlere göre farklı miktarlar talep edilebilmektedir.

Çekişmeli boşanma davalarında ise “ispat” unsuru devreye girmektedir. İspat genellikle tanık, bilirkişi, isticvap, keşif gibi  delillerle yapılmakta olup, bu delillerin ikamesi için mahkeme tarafından harç ve gider avansı ödenmesi istenmektedir. Bu miktarlar mahkeme veznesine yatırılmadan dava açılması mümkün değildir. Çekişmeli boşanma davaları için talep edilecek harç ve gider avansı miktarı için de net bir miktar belirtmek mümkün değildir. Ancak, anlaşmalı boşanma davalarının çekişmeli yargılamaya göre daha az maliyetli olduğu söylenebilir.

Vekalet Ücretleri

Boşanma davalarında bir avukata vekalet vermiş olan tarafın avukata ne miktarda vekalet ücreti ödeyeceği tarafların aralarında yaptıkları vekalet sözleşmesine göre değişmektedir.

Avukatlık ücret sözleşmeleri tamamen avukat ile müvekkil arasındaki özel hukuk ilişkisi olup, bu alana ilişkin bir ücret öngörüsünde bulunmak mümkün değildir.

Tek Taraflı Boşanma Davası Ücretleri 2020

Bu sebeple deneyimli bir avukatla çalışmanızı özellikle öneriyoruz. Boşanma davası ücretleri 2020 ve daha fazla detaylı bilgi için boşanma avukatına ulaşabilirsiniz.

Leave a Reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.